11 Ağustos 2018 Cumartesi

ANKARA KALESİ ANKARA’DA YEREL YÖNETİM Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN (13.01.2009) ANKARA KALESİ


ANKARA KALESİ 
ANKARA’DA YEREL YÖNETİM
Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN
(13.01.2009)
ANKARA KALESİ

Kısa bir zaman sonra bütün Türkiye’de yerel yönetim seçimleri yapılacaktır .Bu nedenle ülke gündemi şimdiden seçim yarışına dönüşmüştür. Siyaset sahnesinde atılan her adım , bu seçimlerde avantaj kazanmaya dönük bir girişim olarak algılanmaktadır .İktidar partisi devleti yönetmekten gelen şansını bu doğrultuda en üst düzeyde kullanmağa çaba gösterirken , muhalefet partileri de buna karşı önlemlerini alarak ,yaklaşmakta olan seçimlerin demokrasinin genel kurallarına uygun bir biçimde cereyan edebilmesi için etkinliklerini artırmakta ve böylece ülke gündemi daha da hareketlenmektedir .Türkiye yılbaşı sonrasında üç aylık bir süre boyunca yerel seçimlere kilitlenmiştir . Artık bundan sonra her türlü iç ve dış sorun ikinci planda kalacaktır . Hatta bu sorunların seçimlerin kazanılması doğrultusunda kullanılması da taraflarca dikkatli bir biçimde değerlendirilicektir . Kim bu durumun aksini söylüyorsa , doğru söylemiyecektir . Siyasetin doğası seçim süreçlerinde her konunun partiler tarafından seçimlerin kazanılması amacıyla kullanıldığını siyasal tarih açıkca ortaya koymaktadır .

Ankara’da bir Türk kenti olarak Türkiye’nin yerel seçimlerinde yerini almaktadır . Ülkenin her köşesinde görülmekte olan seçim heyecanı ve yarışı giderek Ankara’da da yükselmekte ve adaylar belirlendikçe daha üst düzeyde bir çekişmenin kamuoyuna yansıdığı görülmektedir . Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olmasından kaynaklanan değişik konumu diğer kentlerdeki yarışın ötesinde , başkentin yerel yönetim seçimlerini ön plana çıkarmaktadır . İktidar partisinin adayının son üç dönemdir Ankara Büyükşehir Belediyesini yönetmesi bu seçimleri daha farklı boyutlara taşımakta , iktidar ve muhalefet çekişmesinin başkentte diğer kentlere oranla daha üst düzeyde bir yarış görünümünde geçmesine yolaçmaktadır . Ankara belediye başkanının medyatik kişiliği ve her fırsatta medya kanallarına çıkarak saatlerce ve hatta günlerce programlar yaparak , seçim yarışını çok etkili bir biçimde kamuoyuna taşıması da Anakara yerel seçimine bir başka hava vermekte ve bu nedenle Ankara yarışı diğer bölgelerdeki çekişmeyi geride bırakmaktadır . Şimdiki belediye başkanının uzun süren görev döneminden gelen deneyimi karşısında muhalefet partileri yeni ve deneyimsiz bir isim çıkarmaktan vazgeçmişler ve Ankara halkı tarafından iyi bilinen eski isimleri iktidar partisinin adayının karşısına dikmişlerdir .Başkent anakent seçimlerinde siyasal konjonktür kadar adayların geçmişi ve deneyimi de etkili olacaktır . Üç büyük parti adayı araısında geçecek olan yerel yönetim seçimlerinde kıran kırana bir çekişmenin yaşanacağı şimdiden belli olmuştur .

Türkiye Cumhuriyetinin içinden geçmekte olduğu bugünkü süreç ülke ve devletin geleceği açısından son derece yaşamsal bir önem taşıdığı için , yerel seçimlerin sonucu bu gidişi etkileyecek bir anlam taşıyacaktır . Uluslararası konjonktürde Türkiye’nin içinde bulunduğu merkezi coğrafya öne çıktığından ve bu bölgenin yeniden yapılanmasında çeşitli yabancı projeler emperyalist devletler ve güçler tarafından zorla Türkiye’ye baskı yöntemleri ile gerçeklmeştirilmek istendiğinden , Atatürk’ün kurmuş olduğu devlet yapısı ciddi bir zorlanma ile karşı karşıyadır . Emperyalist güçler Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasından sonra uygulayamadıkları kendi projelerini bu yüzyılın başlarında yeniden devreye sokarak , dışarıdan destekledikleri siyasal yapılanmalar aracılığı ile kendilerine göre bir yeni siyasal düzeni dünyanın merkezi alanına zorla kabül ettirmek istemektedirler . Böylesine bir süreç içerisinde Türkiye kilit ülke olarak öne çıkmakta ve Ankara’da bu tür bir ülkenin başkenti olarak yeni bir konuma sürüklenmektedir . İşte taml bu aşamada yerel seçimler devreye girmekte ve zorla dönüştürülmek istenen bir ülkenin başkenti olarak Ankara’da da seçim yarışına girilmektedir . Ankara halkının bu genel durumu bilerek hareket etmesi ve oylarını kullanırken sadece başkentin değil ama Türkiye’nin geleceğini düşünerek hareket etmesi gerekmektedir . Bu seçimler belki de Ankara’nın başkent konumunu yitirmesi anlamına gelecek bir noktaya sürüklenmesini neden olabilecek sonuçlar doğurabilir . Yılların Ankara’sında yaşayan Ankaralıların, bu yüzden bilinçli ve sorumlu olarak oy kullanmaları ve başkentin konumu ile beraber Türkiye’nin geleceğini de koruyacak bir seçim sonuçlarının çıkmasını sağlayabilecek doğrultuda emin adımlar atmaları gerekmektedir .

Küreselleşme döneminde dünyanın merkezi coğrafyasını ele geçirmeyi planlayan batılı emperyalist ve siyonist yaklaşımlar , Türkiye’yi bir bağımsız devlet olarak değil ama Orta Doğu bölgesinde oluşturulacak çok uluslu bir federasyonun merkezi alanı olarak görmektedirler . Bu nedenle de , bütün Orta Doğu bölgesini kapsayacak bir kentler düzeyinde yeniden yapılanma forumunu Türkiye Cumhuriyetinin başkenti olan Ankara’da yapmayı tercih etmektedirler . Böylesine bir kongrenin ulusal ve üniter bir devlet olan türkiye’nin başkentinde yapılmasının anlamı bsüyüktür . Glokal Forum adı verilen , küresel-yerel forumun toplanma merkezi olarak Ankara tesadüfen seçilmiş olamaz . Böylesine bir uluslararası forum üzerinden . yeni Orta Doğu düzeninin ülkeler ,devletler ya da uluslar üzerinden değil ama kentler düzeyinde bir yeni yapılanmayı gerektirdiği toplantıya katılan uzmanlar tarafından dile getirilmiştir . Geçen yıl Türk devletinin kuruluşunda çok önemli bir anlama sahip olan Büyük Taaruz’un yıldönümünde küresel yerel forum toplantısı Ankara’da yapılırken , bu bölgenin geleceğinde , şu an var olan devletlerin olmayacağı ama kentlerde yaşayan halk topluluklarının bölgesel bir federasyona zorlanacağı açıkca ortaya çıktmıştır . Bir anlamda bölgede şu an var olan devlet yapılanmaları , ulus toplumlar , merkezi devlet konumlarının dışlanacağı küresel ve yerel forum aracılığı ile Türkiye kamuoyuna taşınmıştır . Başkent Ankara’nın anakent belediyesi böylesine bir toplantıya ev sahipliği yapmıştır . Tıpkı Orta çağ Avrupa’sında olduğu gibi küçük kent devletlerinden oluşan bir siyasal coğrafya , küresel sermayenin güdümünde olacak yeni bir kentler federasyonuna dünyanın merkezi alanında dönüştürülmek istenmektedir . Ankara anakent belediyesinin Türkiye cumhuriyetini de gelecekte ortadan kaldıracak böylesine bir riskli toplmantıya ev sahipliği yapması , Türkiye kamuoyunda uzun süren tartışmalara neden olmuştur .

Bugün Ankara’da iki ayrı devlet yapılanması vardır . Birincisi Ankara’nın Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının değişmez maddelerinden gelen başkent olma konumu nedeniyle sahip olduğu merkezi devlet yapılanması ,diğeri de Ankara’nın da diğer kentler gibi bir yerleşim merkezi olması nedeniyle sahip olduğu yerel yönetimi yani yerel devlet yapılanmasıdır . Küreselleşme döneminde bütün dünyaya empoze edilen bir slogan olarak merkezi devletin bitişi ve yerel devletin öne çıkışı aşamasında Ankara’daki yerel yönetimin anlamı diğer kentlerden farklı bir boyut kazanmakta ve başkent günümüzde bir merkezi devlet ile yerel devlet karşıtlığına doğru çekilmek istenmektedir .Bu bölgede varolan bütün devletlerin başkentleri dışlanırken , geleceğin yerel devletleri anlamında kent devletlerinin oluşabilmesi için uluslararası kuruluşlar kentlerde görev yapan yerel yönetimleri yani bir anlamda geleceğin yerel devletlerini muhatap almaktadırlar . Dünya bankası ile beraber Uluslararası para fonu da artık başkentleri devredışı bırakarak kentleri temsil eden yerel yönetimlerle ilişki kurmağa ve bunlara krediler tahsis ederek ekonomik yönden bütün bölgeyi kontrol altına almağa çalışmaktadırlar . Glokal Forum toplantısı ile Türkiye’nin başkenti olan Ankara bölgedeki yeni yapılanma çekişmesinin ana üssü haline getirilmiştir . Eğer Glokal Forum toplantısında konuşulanlar gerçekleşecekse o zaman türk devleti de diğer bölge devletleri ile beraber ortadan kalkacak ve yerine kent devletlerinden oluşan küresel emperyalizm ve sermayenin güdümünde bir bölgesel federasyon kurulacaktır . Böylesine bir süreç içerisinde batı emperyalizmi dünyaya egemen olma amacıyla Ankara’daki merkezi devletin tasfiye edilmesini hedeflemekte , ve bu doğrultuda Ankara’daki ulusal ve üniter devlet dışlanırken , yerine Ankara anakent belediyesi yerel devlet olarak muhatap alınmaktadır . Bir anlamda Ankara’da yapay bir merkezi devlet yerel devlet çekişmesi yaratılmak istenmektedir . Yaklaşık olarak son üç senedir bu durum açıkca Ankara kamuoyunda tartışılmakta ve bu doğrultuda merkezi devlet ile yerel devleti temsil eden yöneticilerin yaklaşımları ile tutumları yakından izlenmektedir . Küresel ve bölgesel geçiş aşamasında bir anlamda başkentteki merkezi devlet ile yerel devlet karşı karşıya getirilmek istenmiş ve Glokal Forum’un Ankara’da toplanması da bu doğrultudaki tartışmaları giderek yükseltmiştir .

Ankara tam bu aşamada ve böylesine tartışmaların içinde bir yerel yönetimler seçimine girmektedir . Ankara anakent belediyesi ile beraber ilçe belediyelerine aday olacak siyasetçilerin bu tür tartışmalar karşısındaki yerlerini iyi belirlemeleri gerekmektedir . Büyükşehir için aday olacakların , Türkiye ile bölgenin geleceği konusundaki düşüncelerini açıkca Ankara ve ülke kamuoyuna açıklamalarında yarar vardır . Ankara gelecekte Başkent olma konumunu koruyarak bünyesinde ulusal ve üniter bir devlet yapısını merkezi olarak barındırmağa devam edecekmidir ,yoksa şimdiye kadar yabancı plan ve programlar ile yarı yarnıya tasfiye edilmiş olan merkezi devlet konumunun tasfiyesine devam edilecekmidir ? Bu seçimlerde tartışılması gereken ana konu giderek devredışı bırakılmakta olan Ankara’nın konumudur . Merkezi devlet tasfiye edilirken , Türkiye eyaletlere doğru yönlendirilirken , Glokal Forumlarla bölgede bir ortaçağ benzeri federasyon hedeflenirken , din bu amaçla kullanılırken ,etnik sorunlar kent devletleri için canlandırılırken , başkent Ankara7nın yerel yönetimi ne yapacaktır ? Ankara anakent belediyesi halen yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti anayasası doğrultusunda başkentteki merkezi devletle beraber mi hareket edecektir yoksa gene Glokal Forumlar ardında giderek batı hegemonyasını bölgeye taşıyacak bir kentler federasyonu süreci içinde mi yer alacaktır ? Bütün belediye başkan adaylarının bu aşamada karşı karşıya kalınan böylesine bir gidiş karşısında açık konuşmaları ve tavırlarını kesihatlarıyla belirlemeleri gerekmektedir . Ankara halkı bu soruların yanıtlarını adaylardan kesin olarak almkadan zoy kullanmamak durumundadır.

Kuvayı Milliye’nin başkenti olan Ankara günümüzde İstanbul ve Kudüs’ün bölge başkenti olma yarışının tam ortasında kalmıştır .Avrupa merkezli hırıstıyan yapılanması bir İstanbul başkentli Yeni Bizans projesi doğrultusunda çaba gösterirken , Kudüs merkezli Büyük İsrail Projesi de ABD destekli olarak devreye girmiş bulunmaktadır . İstanbul ile Kudüs arasında sıkışıp kalmış olan Ankara’nın her geçen gün etkisinin azaldığı ve bölgeye dönük girişimlerde sürekli olarak devredışı bırakıldığı görülmektedir . Bu arada Diyarbakır,Trabzon ve Van gibi kentlerin eyalet merkezi olacağı bir süreç te kamuoyuna taşınmağa çalışılmaktadır .Bu bölgedeki devlet yapılarını devredışı bırakmak isteyen batı emperyalizmi kentleri muhatap alarak yeni emperyal projeleri uygğulama alanına getirmeğe çalışmaktadır . Bu tür emperyal girişimlere karşı Ankara’nın bir devlet başkenti olarak komşu ülkelerin başkentleri ile beraberce ve ortak bir dayanışma içinde hareket etmesi gerekmektedir . Ancak bu yoldan bölgedeki devlet yapılarının güvenliği korunabilecektir . O zaman bölge devletlerinin başkentlerindeki yerel yönetimleri emperyal güçlerin merkezi devletleri devredışı bırakma doğrultusunda kullanma oyunlarına son verilebilecektir . Türkiye’nin emperyal destekli Glokal Forumlara değil ama , tıpkı Atatürk döneminde olduğu gibi komşu ülkelerle dostluk ve dayanışma ittifakı biçiminde yeni Sadabat paktlarına gereksinmesi vardır . Yeni seçilecek Ankara anakent yönetiminin bu gerçekleri iyi bilmesi ve bu doğrultuda yeni bir yaklaşım geliştirmesi Türkiye Cumhuriyetinin ulusal çıkarlarının korunabilmesi açısından önem taşımaktadır . Yaklaşmakta olan yerel seçimlerde Atatürk’ün Cumhuriyetini başkent Ankara’da koruyacak yeni bir yerel yönetimin işbaşına gelmesi gerekmektedir . Bütün Ankaralılar seçim sandığına giderken varolan koşulları iyi değerlendirerek hareket etmeli ve başkent konumunu koruyacak bir belediye yönetimine Ankara’yı kavuşturmalıdır . Ankara yeniden her bahtı kara için umut kapısı ve devlet merkezi olmalıdır . Yüzyıl sonra hiç kimse

Ankara’yı yeniden eski bir Anadoluna kentine dönüştürme hakkına sahip olamaz . Ankara yirminci yüzyılda olduğu gibi yirmibirinci yüzyılda da Türkiye Cumhuriyetinin başkenti olarak yoluna devam edecektir . Emperyalist dostlarımızın bu gerçeği iyi bilmelerinde yarar vardır .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder